6 Nisan 2010 Salı

Serkan Öz yazdı...


Göbeği kapatmak...

Ben de bir iki kelam etmek isterim yazartakımı hakkında:

Hayata çalım atamamış biri olarak bendeniz çalım atmaya pek bir meraklıyımdır.

Ne zaman futbol topunu görsem çocukların elinden alır bir iki yumurcağı geçerdim mahallelinin büyük -uzun- abisi olarak.

Çok da halı saha tecrübem olmadı, sokaklarda teneke peşinde ya da plastik topla ilerledi maceram. Sonra bir gün bir mail, Klaus Kinski abimiz bahsetti Alman yazarlar takımından, halı sahada değil; 11’e 11 tam saha...Destur... Ardından Bağış'la yazıştık o da ben de bakınıcaktık yazar çizer takımı kurma yolunda.

Ben, Can'ı çağırıp (Öz soyadıyla) Kardeş Türküler nameleri söylemenin dışında kimseyi bulamadım takıma, fakat Bağış'ın üstün özverisi ile takımı kurduk.

Daha 3 vakit geçmemişti ki, Metin adında bir adam çıktı ''Dünyanın tüm çiçeklerini getirin bana!'' tadında, gerçek bir baş öğretmen ve dedi ki “Sen stoper, defans göbekte oynayacaksın.”. Aman hocam nasıl olur?

Oldu.

Feodal bir aileden geldiğim için göbek kapatma olayına yatkındım; babamızın yanında ayak uzatamaz ya da göbeği açık duramazdık.

Babam uyarır “Kapa şu göbeğini!” der biterdi anında sıcak Bursa gecelerinde gözeneklerimizin soluk alıp vermesi. 190 santime 60 okka gelen biri olarak göbeğimde olmadı asla ve kat'a ama neyse.(1 okka = 1.27 kilo)

Sonra Metin Hoca'nın da aslında babam kadar sevdiğim ve saydığım biri olduğunu ve doğru söylediğini fark ettim.

Takımın en önemli yeri göbeği... En mahrem yeri... Haz noktası... Klitorisi... Düşman oradan vurmamalı...

O kadar doğru söylüyordu ki... Biri kapatmalı defansın göbeğini... Oynamasını bilirsen hazdan bayılır, takımdakileri ayıltır, farkı açarsın...

Sonra ÖZ Kardeşler olarak oynamaya başladık göbek kapatma adına...

Almanya haricinde başarılı da olduk. -Almanya gecelerini yalnızlar rıhtımındaki Hayko'nun türkülerini saymazsak tabi.-

Ama korkmuyor değil insan, şimdi İran Şahı Amir'in tabiri ile 5 atmak kolay elin veteran takımlarına; Almanlara karşı ne yapacağız bakalım orada...

Enderimiz'in rüyaları meşhurdur herkes bilir, maçların ilk 20 dakikası ile ilgili anlattıklarını, ben de korkarken, görürken kara kara rüyalar, Emre Cingözlük edip yardıma koşmaya başladı ama o ne koşmak gözleri kısık resmen bir şahin,nefes alışıysa bir tay adeta, maçtan önce cigarası elinde, işini bilen bir yiğiddd...

Yiğidimin yoğurt yiyişi de farklı elinde cigara.

Hoca bile bir şey demiyor cigarasına çünkü alıp eline sazı kapatıyor benim, Can'ın, kendi göbeğinin, takımımızın açıklarını.

Emre'yi bu kadar sevmem bundan, ona olan aşkım takımımızın en mahrem yerini kapatmasından, yoksa ne bende ne Emre'de söylentilerin aksine yumuşatıcı kullanmamış kimse yıkarken doğum sonrasında ve bittabi akabinde.

Konu dağılmadan toparlayayım...

Bu takım için biz birbirmize sevdalandık; kavga da ederiz, aşk şarabından da içeriz. Forza Yazar takımı forza...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder